bazı geceler safi durgun 

balkonda öylece oturmuş 

dışarıdan baksan bir başıma yalnız 

ne çok isterdim bir başıma olmayı 

kafamdaki seslerden bir geceliğine uzaklaşmayı


ayağı aksak, eskimiş bir sandalyenin üzerinde bir ben

ardı arkası kesilmeyen onlarca sigara küllüğü doldurmuş 

zihnimden birkaç gülüş düşüyor yere

kırılan her parçanın sesi koca boşluktaki kalbimde yankılanıyor 


çalınmış onca gülüşün sesleri sağır ediyor kulaklarımı 

her sabah penceremde yansıyan güneş girmeye çalışıyor içeri 

yitik, soluk bakışlarım donup kalıyor bir silüete 

ve tanıyorum, herkesten çok tanıyorum 


bir yerlerden birileri çalıyor kapımı 

birilerinde kalbimi sarma telaşları

henüz dün hazin bir sahnede kalmış gibi ben

bir şeylerden kaçıyor, bir şeylerden…


kırık aynalarda, yürüdüğüm yolda önüme düşen gölgede, yıldızlarda ve hatta

hiç kimsenin oturmaya tenezzül etmediği o yapayalnız bankta

hep o adamı görüyorum ben 


ne çok benziyor bana 

şaşkınlığım buna değil elbette 

tanışmıştık tam otuz yıl önce 

onu kabullenmiştim tam dokuz yıl önce

bir meyhanenin en ücra köşesinde 

kaldırdığım son kadehte 


şimdilerde aynalarda gördüğüm o adamı tanıyamıyorum

kendine bile yabancı

uzaklaşmış kalbinden, ruhundan hayli 

o adama yapmamalıydım bu kadarını da…


ve karşılıklı son rakımız

çünkü kırdım tüm aynaları 

kırgınım kendime

sizlerden biri gibi davrandığımdan kendime…