Bazı şeyler geri kazanılmayacak şekilde kaybedilir.

Dünü hatıra diye taşıyacak gücün kalmaz,

Yarınlara umut olacak bir gün daha gelmez içinden.

Gidilmemesi gereken yerler olduğu gibi,

Dönülmemesi gereken yerlerde vardır.

Bir yol uzuyorsa içinden ulaşılacak olandan uzaklara, git.

Batmak için rüzgarlara ihtiyaç duymayacak bir gemi için,

Hangi denizlerde yelken açtığının önemi kalır mı?

Mavilere dalıp gitmiyordum eskisi gibi,

Hayal kurmayı umut edecek kadar soyutlanmıştım içinde bulunduğum dünyadan.

Ziyanı yoktu, zor olmasına lakin sevemediğim tek şey hayattı.

Nasılsa bir gün bitecek diye hiç var etmeye çabalamadım kendimi.

Son bulduğunda unutulacak şeylerden biridir hayat,

Bir sevda olmaya çok uzaktır bu yüzden.

Yaşamayı sevmek, yaşamayı gerektirir mi? 

Ölüm daha yakındır sevdaya,

Tanımadığın halde özlersin onu.

Çocukların neşesinden uzak parkların,

Yüzü asık ebeveynlerce agresifçe ittirilen salıncakların çaresizliğini hissettiğim günlerdeyim. 

Avlanan bir balığın suya olan hasretini,

İnsanın, insana olan acımasızlığını tüm çıplaklığıyla karşıladığım günlerdeyim.

Biraz bitmiş,

Biraz çoğalma çabası içerisinde geçen binlerce günü an ve an hissettiğim günlerdeyim.

Yorgun,

Ve fethedilen bir şehrin yağmalanmaya gerek duyulmamış nesnelerin yalnızlığıyla;

Hayattayım, kendimle sınavdayım.