uykunun tomurcuk memeleri
emziriyor kısık ses tellerimizi
bir çakradan ötekine
gümüş frekansların arasından
siktir çekiyorum dünyaya
hiçbir aşk böylesine güçlü değil diyorum
uyuşuyor parmaklarım ağlamaktan
pınarımdan akıyor şehvet
yamuk dişlerin arkasında
iz bırakıyor kelimeler
bir aşk çığlığıyla kaburgam kırılıyor
pişmanlık yok
hayır
gözyaşı yok
hayır
ahiretten sorular çalıyorum ezberime
bir putu çiğniyorum ağzımda
yokuş aşağı koşarken
ve imdat diyorum kendime
kendime çelme takmayacağım ulan
kırmızı ojeleriyle çarşaf dolanıyor bacağıma
fırlıyor odaya doğru yarıtanrı
hala yaşıyor muyum diye emin oluyor
bir putu kusuyorum gerdanımdan
ve imdat diyorum
kendime çelme takmayacağım ulan
saçlarımı kesmeyeceğim.
kabuğu yapışıyor damağıma hayatın
tüm palavraların sahne adı vardır
biliyorum
sekizinci günahı icat ediyorum
kanadı parçalanıyor kanaryanın
bir kaktüsü fırlatıyorum ben çöle doğru
tüm çölleri içimde taşıyorum
ve yontuyorum gövdemi
kendime çelme takmayacağım ulan
diyorum
sevdayı gagasına alıyor kanarya
bir kargaya dönüşüyor
ve benimle
ve bizimle
hayır pişmanlık yok
gazeteye sarıp kalbimi
yeşil odalarda gezdiriyoruz
kendime çelme takmayacağım ulan
saçlarımı unutmayacağım.
ahuzaruri
2024-12-29T22:53:20+03:00şiiri okurken kelimeleri kafamda haykırdığımı hissettim. sanki haykırmadan okunmayacak bir şiir gibiydi. ruhuna sağlık çok beğendim
Server Fethi
2024-12-29T22:00:32+03:00gazeteye sarıp kalbimi
yeşil odalarda gezdiriyoruz
kendime çelme takmayacağım ulan
saçlarımı unutmayacağım.
ne iyi...