l.

Mesela eylem değil yürekmiş elzem olan

Soğuk namluyu damağımda hissedince anladım


Agah bir edayla haykırıyorum 

Gökyüzünün mavisine

Rüzgarın çağlayışına

Kayalarda küfürlerin izleri

Öyle ki dizlerim sızlanır da

Gayrı sönmez içimdeki kor yangın


İnsanın canı yandığı zaman anlarmış bir tek

Nemrut’un oku kuru döner

Güneş tersten doğar

Haykırışı kinini bastırmazmış


Kim bakar, kim duyar korkusu da olmazmış

Ciğerleri ağzında

Hala bırakmazmış yumruğundaki toprağı

Sesi kısılır da

Yırtarmış boğazını

Canım çok yandığında anladım



ll.

Daha kibritin kırmızısına üflemeden yarılanır sigaram

Rızkımdır şimdi önüme fırlatılan bu nefes

Bu var oluş


En vebalısı olandır oysa yaşamak

Yaş almak

Ne müşkül bir zanaatmış 

Ölüme bir soluk kala hala kavga vermek.

Kendinle.


Mesela her nefes alışımda kurarım kafamda

Daha işi önüme dökmeden 

-Aklımda-

Yapıyorum

Bitiriyorum

İçimde hissediyorum 

-Daha işi önüme dökmeden-

Yitiriyorum hevesimi

Tarağım yok artık

Ne düşlerde

Ne varlıkta


lll.

Olanın inkarı

Olmayanın bulup ikramı, edemez.

Kuru kalabalık

Bir hemdemi geçemez bundan böyle.

Sırtımdaki izleri görünce anladım



lV.

Mesela öyle bir sızı düşünenin olmaması

Düşünür gibi yapılması

Öyleymiş ki yarin bile hayırsızı 

Dost bilinene taş çıkartırmış 


Her şeyin yalan olduğu dünyada

İnsanı bir annesi sever, düşünürmüş

Onu da annem ölünce anladım.