Sevgili Kendim;

Bugün yine kendini dibe vurmuş hissettiğin günlerden birini yaşıyorum. Aslında bu ilk zamanlarından daha iyi hali. Bugün eve gelirken uzun uzun kendimi, yaşadıklarımı sorguladım, sorguluyorum da hala...


Bir çeşit 22 yaş ergenliği diyebiliriz bu duruma. Hiçbir yere ait değilmişim gibi, sevilmeye layık değilmişim gibi hissettiğimi fark ettim sorgularken her şeyi. Ben kötü bir insan değildim, çirkef bir insan da değildim. Sadece 1 yıldır her şeye, herkese sabrettim ve en sonunda çileden çıktım ve içimdeki canavar ortaya çıktı. Şaşırmamıştım aslında biliyordum böyle olacağını. Çünkü uzun süre sabretmiş, alttan almış ve sürekli içine atmış birinin öfkesinin kuvvetli olacağını biliyordum.


Çok sabredip merhametle yaklaştığı halde hak etmediği her şeyi yaşayan insanın öfkesi gerçekten korkunç oluyormuş. Bunu 1 ay önce çok güzel tecrübe ettim. Ben o gece resmen cinnet getirmiştim. İnsan en çok neye üzülüyor biliyor musun? Sen 1 saat öncesinde kazak örme hayalleri kurarken, aramız limoniydi gönlünü almak için ne yapsam diye düşünürken 1 saat sonrasında hak etmediğin her şeye maruz kalmak, sırtından nasıl bıçaklandığını izlemek çok korkunçtu. Tek başına çabalayınca, karşılık alamamak değil de daha beter haksızlıklara maruz kalınca insana çok ağır geliyor. En korkunç kısmı da insanı delirtip gitme şeklim için de benim suçlanmamdı.


O kapıyı o kapattı, ben de açmayacağım, affetmeyeceğim, hakkımı da helal etmeyeceğim.

ben bu kadar yalnızlaştırılmayı, kırılmayı, incitilmeyi, ağlatılmayı hak etmedim. Benimle oyunlar oynadı, istediğinde geldi istemediğinde gitti. Her yaptığının bir mazereti vardı. Kördüm, çok sevmiştim onu da çok iyi de biliyordu. Beni istediği her zaman bulabileceğini çok iyi biliyordu. Ben diğer kızlar gibi değildim çünkü...

Tırnağım kırıldığında ortalığı ateşe vermedim, pahalı hediyeler istemedim, mesajlarıma görüldü attığında suratımı asmadım, her "meşgulüm" dediğinde olay çıkarmadım çünkü. İşte bu yüzden değersizleştim. Bu yüzden sevilmedim.


Çok merhametin, anlayışın, hoşgörünün hiçbir halta yaramadığını, özellikle erkeklerin bunlardan anlamayıp daha da beter şımardığını şu son 1 yıl bana çok güzel öğretti biliyor musun?

İnsan ruhunu, aklını, kalbini nasıl kendi elleriyle yok edebilirin kanıtıydı son 1 yılım.

Şu son bir yılımın bende bıraktığı izlerden biri de güven duygumu tamamıyla yok etmesinin yanı sıra asla gerçek bir sevgiyle, saf bir sevgi ile asla sevilmeyeceğim düşüncesi. Kalbim ve ruhum ben de içindeyken ateşe verilmiş bir ev gibi. Bana acımadan, hiç düşünülmeden ateşe vermiş evi ben içindeyken...


Bu son 1 yılım ve 2024 bana çok şey öğretti iyisiyle kötüsüyle. 2025' de daha iyi versiyonunla karşılaşacağıma inanıyorum sevgili kendim. Bazı şeyleri hayat sert bir şekilde göstermiş olabilir ama bu beni yıkamaz!

Yüksek depresyonu da yeneceğiz!

Geçmişi ve 2024'ün etkilerini arkamızda bırakıp yepyeni bir bana, yepyeni bir hayata merhaba diyeceğiz. Bizim bitirmemiz gereken bir okul var, kavuşmamız gereken bir sürü hayal var!

Kendimize verdiğimiz sözler var!

Kimse için değil, kendimiz için kalkacağız ayağa!

Kaybettiğimiz mutluluğu geri alacağız!

Kaybettiğimiz her şeyi geri alacağız!

Her şeyin iyisini ve güzelini hak ediyoruz!


Hadi kalk ve parla!

Sana güveniyorum ve seni çok seviyorum

Sen iyi ki varsın


Kendine iyi bak ve sev olur mu?

Çünkü sen çok değerlisin