Gizlilik ve sır konusunda gerçekten güvende miyiz? Görünmez olsun, bilinmesin dediklerimizi ne kadar saklayabiliyoruz? Bence insanların kapalı kutuları var ve ulaşılmaz olsun istiyorlar. Her şeyimizi açık etmiyor, her özelliğimizi her sevdiğimizi anlatmıyoruz. Bunun yanı sıra tanıyoruz dediğimiz insanların gizli dünyalarına hakim miyiz? Dostlarımızın, kız/erkek arkadaşımızın, ebeveynlerimizin vs. kapalı kutularında neler var biliyor muyuz? Örneğin yakın bir arkadaşımızın sevdiği ve sevmediği şeyleri kolaylıkla sayabiliriz. Fakat o bizim yanımızda sergilediği davranış ve söylediği sözlerle aklımızda oluşan kişi. Ya biz yanında yokken yaptıkları şeyleri biliyor muyuz? Belki biz bunları bilmiyor olabiliriz. Sadece varsayımlar üretebiliriz. Fakat saklayıp, gizlemek istediğimiz her şey sadece aklımızda veya düşüncelerimiz de değil kullandığımız bütün dijital medya organlarının kasasında da kilit altında. Şifreli telefonlar, şifreli hesaplar, kişiselleştirilmiş uygulamalar en azından birini kullandık ya da kullanmaya devam ediyoruz. İnsanlar yüzyıllar boyunca gizleme ve saklama davranışını sergilediler. Bu davranış sadece olumsuz şeyler için değil olumlu şeyler içinde böyleydi. Kıymetli hediyeler, altınlar, paralar, değerli taşlar vs. hep saklandı. Kimsenin ulaşamadığı ya da tahmin edemeyeceği yerlerde toprak altına koymak en kolay ve pratik yoldu. Yine ilkel yöntemlerle şifreler de mevcuttu. Kayalara, ağaçlara işaretler koymak veya belli bir yönde belirli adımlar atmak bunlardan birkaçıdır. İnsanlar, kötü davranış ya da toplumun alenen kabul etmediği şeyleri de saklama ihtiyacı duyarlar. Toplum normlarının kabul etmediği bir hareket gizlenmeye mahkûm edilmiştir. Bu senin için ne kadar kıymetli ya da anlamlı olursa olsun kişisel olmak zorundadır. Her şeyin herkes tarafından bilmemesi gerekir. İşte bu noktada teknoloji bu sorunu bizim adımıza çözüyor. Senin her açıdan gizli dünyan kolayca korunuyor. Hatta hafızanın unuttuğu şeyleri bile unutmuyor. Bizimle ilgili her şeyi bilen biri var! En çok korktuğumuz, en çok sakladığımız eylemler belki bir insanın elinde olsa aleyhimize kullanacağı bilgiler, takip ettiğimiz ünlüler, modeller, stalkladığımız insanlar, arama yaptığımız sayfalar dijital bir beynin bize ayrılan bölümünde saklı duruyor. Bunları emanet ediyoruz ama aynı zamanda tedbirli olmak için elimizden geleni de yapıyoruz. Bütün korkumuz ve endişemiz bunların gün yüzüne çıkması ve oluşacak kaos. Kimse kapalı kutusunun ortalara saçılmasını istemez. Aslında bir bakıma bu iyi de olabilir böylece yakınımızdaki insanları tam anlamıyla tanımış ve keşfetmiş oluruz. Koşulsuz güvendiklerimizin sırlarını, karşılıksız sevdiklerimizin iç dünyasını, idol olarak gördüklerimizin başarısızlıklarını, bize anlattıklarını değil anlatmadıklarını öğreniriz. Zira insanlar sakladıkları ile özeldir ve sakladıklarını öğrendiğinizde tanımış olursunuz. Kapalı kutularımızın açıklaması gerekiyor, gerçekten özgür olacak ve gerçek mana da sevmek için engeller ortadan kalkacak. Acaba mı sorusunu sormayı bırakacağız. Karşımızdaki kişinin anlatmadıklarını bileceğiz. Fakat bunun için kişisel bir rıza olmasını gerektiğini unutmayalım. Gerçi böyle bir şey olacaksa neden oturup kendimizi anlatmıyoruz? Şüphe bırakmadan kendimizi ifade etmiyoruz? Ne olursa olsun kendimiz olmalıyız. O, bu, şu için farklı davranmaya gerek yok. Kendin ol yeter! Çok daha özgür hissedeceksin.