I. (Bu Gazel Mecnûn Dilindendir)
Titriyor gülün ateşi,
Dumansız, eski ölüler gibi
Apaydın bir körlük bak yalnız ruhumu harlar
Yetim doğmuş sanki gözümün bir bebeği,
Bir aynaya ağlar, parlar koca yangınlar
II. (Bu Gazel Mecnûn Dilindendir)
Varınca Ay yalnız göğsümün tepesine,
Ölür ölmez tan
Çıkar dolanmaya o yârin ruhu mezarından
Duyulur bir sükûn ile dolar kabristan
Elimle sürdüğüm toprağın bir başına raksından
Bağırır hicrân çıkasıya ciğeri
Bağırır çıkasıya tahtasından sevgili
Öyleyse ör yâ ankebut, aşkım dedikleri nağmeyi, üşümesin;
Ör yâ ankebut gözlerimi ağlar görmesin!
Ölsün ya geceyle gündüz, sensiz dönmek bilmesin
Sönsün şu ay, ya şu yıldız gözlerine benzemesin
Kanasın arş ile ferş ben gibi teni devrân eylemesin
Kesilsin bir buza aniden ya şu güller solsun,
Haset eylemesin artık ki toprağı koksun
Ben beklerim bir meleği, bekler bir melek ki beni;
Nikâhımı ya azrâîl etsin yâhut versin cânânıma cânı geri!
III. (Bu Gazel Mecnûn Dilindendir)
Değilse,
Men rabbüke;
Kanımda akan, şu seher gözlü yârdır,
Ve ma dînüke;
Ruhuma bir kundak, tenime beşik şu çürüyen dehândır.