baktı çöle, düştü yola

gerisinde yaşlı izler

cebe sığan hatıralar 

birkaç huzursuz an kaldı


kumdan kalelerin sahipleri

çadırların fedaileri 

taslarında zehir zemberek sözler 

yudum yudum çektiler boğazdan

kısık nefeslerinde ukdeler kaldı


bakmadı ardına 

ne geçmişe serilen gölgesinde 

ne sırtına yığılan zamanda

yürüdü bedeninin titrek dallarıyla

kalmadı aklı


bir tüten dağa yanaştı 

çölü erittiğinde buz gibi 

öfkeli rüzgarların omzuna dayanıp 

tırmandı ateşe 

avcuna yürüdüğü yolların kavgasını aldı 

şeytanın ağacından meyveye 

toprağından dalına attı 

buzdan çöle baktı 


tüten dağın tepesinden 

geriye birkaç sayfa çöl 

birkaç yudum hasret

biraz sancılı yara

yarasında bekleyiş kaldı. 


çöl eridi

dağ yandı

kabuk sardı yaralar

ona bir tek gecede

beklemek kaldı