benden, beni soyarak
bana, beni ödül diye sunan bu toynaklar
iki nefes fazla bu flüte
dinci kervansaray surları arasında,
bin bir çeşit baharatı çekerek ciğerime
unuttum
lavantanın nasıl kurutulduğunu yastık altında
hakiki bir pestilken medeniyetler arasında
aşkını parayla satmaya kalktılar saltuk inancıma
fanatik kusmuklardan inci çıkarmaya meyilli
afrodizyak kozalarıyız nihayet
ilacımın zehir sayıldığı düş madeninde
uçurumun şahıyla göz gözeyim
benden, beni soyarak
aşkını balçığa buladılar
yok artık o altın elbiseli kısrak meydanda
yüz on bir yerinden tekrar uyuttular akarsuyu
durulsaydım ben zamanında
iki nefes fazla bu flüte.