Keşke anne

Ben de seninle doğsaydım.

Ağladığında sarsam sarmalasam, düştüğünde kucaklasaydım seni.

Seninle oyunlar bulurduk yaşanmamış çocukluğuna.

Bir merdiven dayardık gün görmeyen yanlarımıza.

Tırmanır, tırmanır da soluk soluğa kaldığımızda ceplerimden çıkardığım umudumla doldururdum belki ciğerlerini.


Keşke anne

Birlikte doğsaydık

ben de seninle çıkartsaydım ilk dişimi, gıdıklanan damaklarımıza hayat en acı taşını sürmezdi belki de.

Kemirmezdik mutluluk diye kalbimizi.

Belki de yanmazdı gözlerimiz bir soba kurumundan, biz birlikte doğsaydık.


Keşke anne,

Ellerini tek tek koynuma götürsem ve tutsaydım öylece.

Belki o zaman bilmezdin matem nedir, acı nedir belki saklardım senden annenin öldüğünü. Uzaklarda derdim belki, gelecek ama bir gün. Durma sen bak göğe, gözlerin gezinmesin toprakta.

Neyi aradıysak oradadır.

Neyi bulduysak da.

Sil gözyaşını derdim çocuksun henüz.

Çöz şu boğazındaki düğümü daha erken senin için.

Daha erken bizim için.

Çıkmayan dişlerimizi çürütmeyelim,

Uzamamış saçlarımız da ağarmasın.

Gel şöyle emekleyelim mutlu bir yarına.

Tıka basa dolduralım yanaklarımızı kahkahalarla.


Keşke anne

Birlikte doğsaydık.

Ben sırtlasaydım okul çantanı,

Kapıda bekleseydim koşarak çıkmanı.

Ceplerime doldurduğum leblebi ve cevizleri öylece sana verseydim.

İp atlasaydık birlikte.

Yakalarını düzeltseydik birbirimizin.

Tek derdimiz buymuşçasına


Keşke anne

Birlikte doğsaydık

Bir karlı sabah ballı süt içirseydim sana.

Acıdan başkasının değmediği kursaklarımıza

Ne iyi gelirdi.

Sonra,

Üst dudaklarımızdaki beyaz çizgiye gülseydik beraber birbirimize bakarak.

Bir salıncak assam da sallasaydım seni her şeyi unutana kadar.

Her şey geçip gidene, kar çekilip bahar gelene kadar.


Keşke anne

Birlikte doğsaydık.

Seni tutsam da kendime katsaydım.

Bunca kahrın içinde ezilmeseydi gövden.

Şöyle eşikten uzağa dalmasaydı gözlerin.

Keşke baban ölmese, annen ölmese.

Keşke dizlerinin dibinde otursaydık seninle.

Keşke anne.

Birlikte doğsaydık.

Ve yaşansaydı çocukluğumuz.