vefat eden birinin kokusunu saklayabilsek keşke.

bir şişede veyahut içimizde. en derinimizde... keşke bir şeyi koklarken kokusu kaybolur mu diye düşünmesek. o koku hep orada kalsa keşke. içeride otursan, yanına çağırıp saçlarımı örsen keşke. sevsen saçlarımı, okşasan hep.

keşke hep sarılsak, beraber uyusak. ellerinle oynasam keşke. ellerinin üzerindeki buruşmaya yüz tutmuş incecik deriyi öpsem hep. sorular sorsam, sen de yanıtlasan. keşke hep konuşsak, hiç susmasak... gülsek ya hep, susmadan, durmadan. kahkahalarımız inletse odayı. kızsan keşke bana, bağırsan ama susmasan. sonsuza kadar susmasan keşke. ellerimden tutup beni bir yerlere götürsen, oradan oraya gitsek. sıkılmadan, yorulmadan, şikayet etmeden...

bayramlarda ilk senin elini öpsem keşke. en güzel kıyafetlerimi sen seçsen. aynı masada yemek yesek ne olur ki? hep bir tabak fazlamız olsa masamızda. keşke gitmesen. keşke yanı başımda dursan. beni dizlerine yatırıp masal anlatsan, gençliğinden söz etsen.

keşke beni hep öpsen, şefkatle...


adını duyduğum her yerde gözlerim dolacak, içim acıyacak ve burnum sızlayacak. ve ben, senin yanına hep saçlarım örülü geleceğim...