Özlemek, bu kadar basit bir kelime nasıl olur da onca insanın hayatında onlarca farklı duygular hissettirir, anlayamıyorum. Bazen üzülmek, bazen umut dolmak ve gözyaşları kifayetsiz kalana dek ağlamak. Özlem; hayata açılan bir evlat için, ailesinden uzaklarda ülke ülke dolaşan bir kaptan için memleketinden uzaklaşanlar; geride kalan bir hayat ve candan dostluklar için haksızca mahkum edilenler; bütün bu acılardan geriye kalan insanlar için, sevip de kavuşamayanlar için ve belki de en kötüsü ebediyen kaybettiklerimiz için yanıp tutuşmaktır bence. Ama her zaman bir kişi değildir özlediklerimiz; geçmişini, anılarını, yazmayı, mutluluğu, sevmeyi, hatta kendini özlersin. Özlemek, ah ne kadar arsız bir his ki bazılarımız için yıllar geçse bile kalplerinin en derinliklerinde duydukları sonsuz özlem asla geçmeyecek. Kimisi kavuşurken sevdiğinin o kendine has mayhoş kokusuna, içine çekerken sımsıkı sarılarak, kimisi mezar başında toprak kokusu çekecek içine. Özlem çoğu zaman keşkelerden oluşur, ne kadar çabalasan da elbet hayatta birçok keşken olacaktır. İnsan bu, bilemiyor ne zaman neyi yitireceğini. Size şunu derim ki en değersiz gelen bir anın bile tadını çıkarın. Mutlu olmayı deneyin! Özleyecekseniz bile keşkesiz olması dileğiyle...