Hangi pencereden baksan

Hangi kapıyı çalsan

Hangi sevgiliye kollarını sarsan

O yüzü görürsün ardında


Sahip olduğunu sandığın aşk

Kaybettiğini sandığın duygular

Biçim verdiğini sandığın insanlar

Eline tutuşturulmuş bu hayat


Ömür boyu umutsuzca bekleyip

Çaresizce tutunduğun o sevgi

Yasak sanıp uzak durduğun o nefes

Dokunmak için can attığın o yürek


Kaçtığın, aldattığın, tutkuyla bağlanıp

Bir anda bıraktığın

Aldandığın teslim olduğun ve ait olduğun


O, onlar, hepsi, her biri sensin aslında

Hepsi senin yansıman hepsi senin suretin

Hepsini sen istedin, sen yazdın sen oynuyorsun

Sensin dünyayı cennete veya cehenneme çeviren


Bu yazılan her kelime okuduğun her harf

Önünden uçarak geçen çöp poşeti

Sarı turuncu sonbahar yaprakları

Sokak köpekleri ve acıdığın o yavru kedi


Hepsi sensin, senin duygularının tezahürü onlar

Kuş sesleri, dilek fenerleri, kararsız bulutlar

Ve ne istediğini bilmeyen şımarık çocuklar

Sensin tekerleği aşınmış büyük boy valizler


Artık bitsin istenen yolculuklar sensin

Dalgasız denizler ya da kopan fırtınalar

Ansızın bastıran yağmur

Gözünden bir türlü akamayan göz yaşın mesela


Dil kursları, başka kıtalardaki enteresan sandığın hayatlar

Yabancı olanın egzotik olarak tanıtıldığı adalar

Sensin bütün bekleyişler, kavuşmalar, ayrılıklar


Peki ama sen kimsin?

Kimsin sen?

Kim ola ki bu beden?

Kimin duyguları bu değişen?

Kimin soyadı atadan dededen?

Kim Allah aşkına seni böyle kahreden?

Kimse seni yıkamaz anlamadın neden?