Öyle bir serinlikte karnına çeker
Elleri üşür tırnaklarına kadar
Yar uykusuz
Ben uykusuz
Gün geçmez
Kimse bilmeyecek geceyi çektiğimi başından
Korlanıp yalımlara vereceğim yüzümü
Al beni bu uyuşmuş gölgenin içinden bak
Pencerelere bak, şehrinin kokusuna
Yitireceğim yolları anlama
Bir geçmez nefes ki göğsünde senin
Alıp içeceğim anla
Bağdat nere Babil nere
Bir aynada yüzüm erir bak gözlerine
Gelip duracağım gövdemle
Ağla
Bilmiyorsun topraklar çekiyor iştahın senin
Gül devşiriyor bir elin saçlarımda
Kül savuruyor bir elin
Korkuyorsun tebessüm et
Beni yatağında, koynunda duyuyorsun
Ateş,
Kan ve soğuk boynun aşılıyor
Beni mayana batırma
Hayalinde bir çocuk giydiriyorsun doğru mu
Üşüyor çatlamış bir dudak kadar dünya o zaman
Beni kendinden önce tanıyorsun.
Başımı al,
Kucağına batır beni çizileyim
Geçemiyorum yüzüne gülmeden
Gri, hatır bilmez duvarlara kalıyorum
Ürkünden bakmıyorsun kanıyor burnum
Geçmiyor tırnakların etime daha
Kudurmuyor, duymuyorsun.
Gökse inceldi hepten üstümüzde
Bana hırkanı giydirmiyorsun.
Kimse bilmeyecek sıkışıp kaldığımı içinde
Dokunup sözlerine bir kal gibi sıcak
Boyunu kaybeden bir eşikte,
Yarın kadar, ışık kadar yenilikte
Bu senin bildiğin,
Çıkıp gittiğin gönlün adı işte
Ayrılık olmayacak.
Öyle bir hastalıkta içine titrer
Gözleri dolar kirpiklerinden
Yar umarsız
Ben umarsız
Gece,
Kanım gibi damlar kollarına.
Yitip gideceğim karnında ellerim
Kimse bilmeyecek.