bir sözdü duymayı dilediğim,
sonra,
son buldu duygularım
izdihama maruz kalan,
alanları tarumar edilen,
düşleri düş sahnesinden indirilen,
olduğu yerde
üzerine tonlarca ağırlık bırakılan
o yerde,
yerin yüzüne çehremi yasladım
gözüm,
karanlığa batırıldı
özüm sözsüz bırakıldı
ben ve sen bizken,
hiç olma yoluna atıldı
yüreğin yaralarını
kanayan ırmaklarını
unutulmaya yüz tutmuş
sözlerinle dindirdim
gönlümüzün muhtesibi sevgi
sevgisizliğimizi çarşı pazarda duyurdu
fiyatı ucuz dillerin
körelmiş vicdanlarına sunuldu
meydanlarda duymazlıktan geldiğinde
ömür tükeniyor, bağımız koparılıyordu
bir avare sırtında külfetlerle tezgaha geldi
parçalarımıza dokundu,
alıcıydı
anılarla dolu günleri,
yılların göğsüne astığımız sevgimizi
yorgunlukla değiştirmeyi teklif etti
sır gibi sakladıklarımız
dile geldi,
haykırdı
ve biz hariç duyan olmadı
sevgimizin izleyici kalmadı
sevimizin inşasına yardımcı eller koparıldı
dizler düğümlendi
ne büyük nimetleri içinde taşıyordu yerin yüzü
biz fark edemedik,
yüz bulduk
sevginin her alakasında,
yakınlığında
sonra
gerçeklik karşısında pembe bulutların üzerine uçuyor
semalarda geziniyorduk
bir söz,
tonlarca ağırlığı sırtında taşırken
göğsümüze bıraktı
iman tahtamızda tutsak ettiğimiz
sır bildiğimiz anıları
an be an yükün altında bıraktık
güçlerimizi birleştirip ellerimizi taşın altında koyamadık
kurtaracağımız zerre bizi bütün hale getirebilir,
sırrımızın filizlenmesi için acı kayıpların ardında göz yaşları döker
yeniden, yeni bir can olup yerin yüzüne kök salardık
fakat biz,
iz olmasın diye,
tiz sesle içimize seslendik,
kimseler duymadı....