Yapraklar yüreklerimizden dökülürken

Dökülen yüreklerimizdi

Ruhum sonbahar kuşlarıyla gitti

Kış kalbime yazgılanır


Haydi diyorum, ne duruyoruz

Gözlerim varken göremem ben

Oysa her bakire yüreğinde beni taşır


Ben o uzakların hepsinden geldim. Uzaklık 

kavramı benimle bilinirse bu, zamanın bana 

bahsettiği çocuktur


Şimdi sevgimi geri isteme vakti

Şimdi ömrümü

Ey beni doğuran ana

Sen ey çatlayan toprak

Sular hâlâ bakiredir dağlarda

Ver bana en zarif ihanetleri

Bana zarafet ver

İhanet et bana, zarif olsun


İçimde nice dağlar patlattım 

Ben bu elleri kimden aldım

Ellerim dağ mıdır

Gövdem insan mı

Ne düşlediysem boşuna

Hepsini ben yarattım

Ben doksan dokuz kere insan

Doksan dokuz yerde zulüm


Garip bir bakış karışıyor dudaklarıma 

Kömür ve odun kokusu tezek neyse 

ona özeniyor

Bütün yurttaşlar oysa buna bir isim 

takmalılar

Hatta ismi dokuzuncu parfüm 

senfonisi olsun diye haykırdı bir çocuk

Ne yazık ki herkes konuşmayı unuttu bu 

sırada


Adem fışkırarak aktı kaleme

Rakibini bulmuş olmalı bundan sonra hayatta kalan


Ey içimdeki gitmeklerin Rabbi

Gitme, benimle kal.