Eğildiğinde kara mı kızmalı
Bezekar o cihandar çenara hafiz berg-i diraht iken
Dal koptuğunda ele mi kızmalı
İtiraf-ı teharrub hunu hala evrenge bi kazf iken
Kuş korktuğunda sese mi kızmalı
Layemutta habaddar binihaye var bilse sefih beşer
Bir ağaç öldüğünde neye kızmalı
Efayik bu katiyyen gele katiyen pek öle hep hadad
Adını daha öncelerden duymuştum
Kullanımı hiç yasak olmayan kelime gibiydi.
Bu büyük dünyanın gücü karşısında sıfır
Bazı insanlar karşısında galip
Tıpkı senin İstanbul'a gitmen gibi ansız
Parkayı sandalyenin üstünden alıp
İstanbul'da büyümen yavaşça
Avrupa yakasını çok sevip yok etmen gibi
Güzel tablonun köşesini kim, ben mi yok ettim?
Hayır diyorum bunu sen yaptın
Ne kadar da saçma konuşuyorsun sen öyle bakayım
İyi karar vermeli gerçekten sevdiğine
Gelen her şey gitmiyor mu hakikatinde
Ben sadece biraz kan içerim
Biraz seni
Biraz her şeyini
Ama bunu neden yapıyorsun bana
Neden bana yapıyorsun
Yıllarca mutlu yaşadım ben
Mutlu yaşamaya çalıştım
Nehirler vardı kalbime akan
İçi hayaller ve çabalar dolu olan
Uzunlardan uzun bir menderes olma yolunda
İçinde yaşayan sinağrit baba
Sen öldürdün onu da
Nehirleri kestin denizlere döktün
İstemeye istemeye aktı sular
Geriye çorak
İçi çamur, ölü balıklar, sürüngenler
Çıkmaya yeni başlarken boğulan otlar
Söyle bana seni korkunç huylu iblis, katil
Hayallerimin mi önemi yoktu
Ben mi seçilmek zorundaydım senin kokulu
İçi kurtçuk dolu lanetine kabusuna
Tablolar yaktılar yeni tablolara
Ardından yeni tablolar
Yandılar
Bil diye söylüyorum ama senin de düzeltebileceklerin artık yok
Biliyorum
Neden, işte onu bir türlü anlayamıyorum
Önce evinden çıkıp alelacele
Tozlu gözüken gökyüzünü arkasında bırakıp
Birkaç yol tarifi birkaç yol sonrası
İşte karşısında adalet sarayı
Düşündü onu, aramalı mıydı
Haber verdi üst geçitin altında
Normal hissetmiyormuş
Hem ben en son ne zaman normal hissettim ki
Dedi anlatmaya başlayıp
Tozu sisi şehrin üstünden alıp
Çok güçlüyüm ben bunu bil önce
Gitmeden gördüğüm yerler kadar
Açmadan duyduğum sesler
Dokunmadan ittiğim vücutlar var
Güçlüyüm bak
Hayallerim eğitti, başımı eğdim
Duygusalım biraz belki iyiyim
Beni bırak dışarıda aç
Susuz hayvanlar var onlara bak
Köşemde üzerime bir battaniye
Aman kapıları kapat içeriden
Sen kurtarıcım gel ve okşa ellerimi
Yüreğime ulaş dokun en derinden
Ben emrindeyim söyle seveyim seni
Anlıyor musun beni?..
Gel al üst geçitten ne gerekiyorsa
İhtiyaç duyduğun bütün malzemeler
Alemlere çıkmak için sırtındaki oksijen tüpü
Hepsini al, getir bana, oynayalım
İste senin kölen
Sevmediğin, üzeri yanık kanepen
İste, bekle olayım
Ama dokunma bana
Bırak devam edeyim yaşamaya
Neden
Neden izin vermiyorsun
Yoksa gözlerimin nasıl güzel
Ellerimin ne kadar da zarif olduğunu görmek
Bunlardan mahrum kalmamak istemiyor musun