Kelimelerin eriyip de içimize dolduğu şu günlerde
Göz gözü, can cananı tanımaz oluyor.
Beyinlerimizin içini kemirirken tüm sebeplerin yanıt alamamış soruları,
Ağlarken boğulmuyorsan mazlumların o sessiz çığlıklarında,
Yıkmıyorsan kapıları, haykırmıyorsan insanlığı kalmamış sözde, gözde ve sadece bir bedenden ibaret siluetlerine;
Eller yanar, göz kör olur, ruh taş bağlar.
Sen bırakmadıkça o sıkılan yumruğu,
Kulaklar sağır olur dünyanın en güzel sesini dinlemeye.
Akrep yelkovanı kovalamıyor.
Vakitler öldü.
Kocaman bir dağ gibi titreyen anneler gibi.
İlmek ilmek işlenen kardeşliğin gözüne perde indi.
Karanlıklar doğuyor üzerimize güneş gibi.
Gündüzleri yitirdik gecelerin çığlıkları için.
O nefret kusan üveyler gibi.
Su akar yolunu bulur demeyesin,
Sular akmıyor artık.
Senden çıkarken bu ruh,
Kara kara yaşlar dökmesin.
Deyiniz kardeşlerim,
Sizinleyiz.
Kitaplarınızla, kalemlerinizle, annelerinizle, çocuklarınızla ve kardeşlerinizleyiz.
Benden ve senden bir yol olur.
Gel, bu su oradan aksın.
Ben ve sen oldukça bu yol,
Bu yol dağlanır, güneşlenir ve sular rahmet olur.
Gel de bir kalem olalım,
Sırtlayalım şu kimsesizliğin sesini.
Rabia Merve Kartal