KIPIR’A

 

Seninle evini paylaşmış bir ressamın emeği

yağlıboya resmin duruyor karşımda,

Sen gittikten seneler sonra…

 

Yeşil güzel gözlerin hala bakıyor bana

ki çoktan toprak oldular

                              gömüldüğün bir mahalle arasında.

Hala ağlarım o günü hatırladığımda.

 

Pembe burnun, beyaz karnın ve siyah “Zorro” masken gözünde,

Uzun parlak tüylerin bir gece giysisi zerafetinde

ve ölürken bile hiç eksiltmediğin o mağrur ifade yüzünde…

 

Yaşasaydın bile

                   ne okuyabilecektin bu dizeleri,

                                       ne de anlayabilecektin beni…

Ama iyi bilirdim beni sevdiğini

ve bunu ifade etmek için

                              kedilere şiirlerin gerekmediğini…

 

Babam ölünce bile ağlamayan ben

Yıllar sonra senin için gözyaşı döktüm,

kimsenin küçümseyici bakışlarına aldırış etmeden.

 

Bana öğrettin ki,

bir şeyi kaybettiğimizde duyduğumuz acı

yüreğimizde bıraktığı boşluk kadarmış

ve insan, 

          ne olduğuna bakmadan

              -kedi ya da adam-

                           ayıpsız, sevdiğine ağlarmış…