Lastik gibi esnek bir zihinden düşüşler değil sanki bunlar.
Bunlar daha çok çatlamaya müsait anıların fersiz gözleri.
Kasıklarımda uzun zamandır bir ağrı,
Serin senfonilerden diller uzanıyor belki de rahmime.
Bunlar bıçak sırtı gagaların kabuğumu soymasıyla israf ediyor beni.
Kaşınan avuçlarıma falso veriyor kübist güzelliğin.
Islak saçlar,
Bir kıvranışın baş harfi damlıyor göbek deliğime.
Ait olmanın kaç çeşidini bilmeliyiz bilmiyorum.
Krolonojik bir yalnızlığın tavandan gülümseyişiyle dişlerim kamaşıyor.
Uğuldayan kaç organım varsa vücudumda,
Bunlar nihayet sekerek icat ediyor kaburgamda kendini.
Ve kucağımda eller,
Kucağımda dilsiz, yumuşatılmış hayali öksürükler.
Bunlar annesi ölü doğmuş irinlerin güzel sesli iniltileri.
Kendimi ilikleyerek düşen meleğe,
Kıytırık balkonları harmanlıyorum.
Bunlar öpüşken kaktüslerin şeffaf dikenleri.
Bunlar,
Zihniyetin anksiyetik kahkahalarından kalan krizler.