Bu hayat çok zor.
Yoracak da elbet seni.
Bazen bir kaldırım taşında oturtup ağlatacak ve bazen de 'dibi gördüm' dedirtecek.
Hep mutluluğunun arkasında bir hüzün aratacak ve çok acıtacak canını.
Kimi zaman bunu bir isteğinle yapacak, kimi zaman da bir sevdiğinle.
Sen hep hedef noktası olacak, çoğu zaman da yara alacaksın.
Kendine göre yoğurup, yoracak seni.
'Artık büyüdüm' diyeceksin.
'Artık geçti, daha fazla düşürmez hayat beni.'
Ama ne kadar büyürsen büyü, dizlerinin üstünde taşıyacaksın bedenini.
Sen hayatın boyunca sanarak yaşayacaksın.
Bense hep elim sana doğru yaşayacağım bu hayatı.
Tam düşerken saracağım, ağlarken de sileceğim gözyaşlarını.
Susmayacağım söz.
Hep konuşacağım sana.
Diz çökmemeyi öğretip, bastıracağım ayaklarının üstüne.
Düşürmeyeceğim seni söz.
Hiç umutsuz kalma, hiç kanadın eğilmesin diye ben çırpınacağım.
Sana, ilk aşkı yaşatacak bir babayla geleceğim.
Sevgiyi dışarda arama diye kollarının altında saklayan bir babayla.
Belki üzecek hayat seni bir insan sevgisine sığıp,
Belki her şey bitti sanacaksın.
Biz,
Sen yenilen diye etrafında olacağız, penceresi hep aynı gökyüzüne bakan oda gibi.
Her şeyden önce de sana, kendi başınayken bile "delikanlı" yaşamayı öğreteceğim.
Bir gün babanla birlikte gideceğiz.
Sana,
biz yokken de savaşmayı öğreteceğim.
Seni çok seviyorum güzel kızım.
Bir gün mutlaka uğra.
Konuşacak çok şey birikti.
Kübra KALENDER
2021-04-22T06:20:49+03:00@nitel çokça teşekkür ederim.. Hayat, doğurmadan anne olacak kadar içli biri yaptı beni.. Bütün yaşanılamayanlara rağmen, birine hayat olmak için. :)
Jean Valjean
2021-04-11T18:55:50+03:00Yahu ne güzel bir mektuptur bu. Duyguyla okudum. Emeklerinize sağlık.