Güneşin eşi düşerken

Güneşin eşi üstüme

Sustum


Kristalli bir avize olup kendini suya yansıtırken güneş

Ekimin daha başında, el değmemiş bir deniz tanıdım

Ben batmaya meyilli bir yaradılışla ürkek

Sen hep, gerçeği göremeyecek kadar tedirgin

Aramızda dolaşan titrek bir ceset, bu sevda dediğimiz

Yıldırımsa, beklenmedik sonuydu gaipten gelen müziğin

Yıllanmış bir sandal getirecektin bana hani,

Kumlardan kurtarıp ayaklarımızı

Yüzünü öpecektim denizin, yavaş ama

tüm susamışlığımla öpecektim

Cesur arzularımı gömecektim o yapayalnız adaya,

İmkânsıza

Nasıl bir humma ile açıldıysak enginlere biz

Yavaş, kalp ritimlerimizin aksine

Boğulmak gibi, yutulmak gibi mesela.



Kokunun bir rengi olduğunu öne sürdüm şahika

Sıcağı avucunda öğüttün

Kaynayan ela bir kokuyla.



Oracıkta bir saray, seslerden örülmüş

Oracıkta hemen, kimsenin duymadığı

Kimsenin geçmediği bir kıyı şeridi önünde

Uzanıyor yılların bitkinliği

Hiç değişmeden, yaşlanmadan adımlıyorum bu taşları

Aynı yola girsem de bil ki kayboluyorum

Hiç değişmeden, belki yüzümdeki ifadeden

Nasıl gülünür, nasıl gidilir hiç bilmediğimden

Yağmuru bırakıp hırkamı, hırkamı bırakıp

yağmuru giyindiğimden belki

Bu saray, benim seslerden örülmüş mezarımdır bil ki.


Kokun.


Bir yaman parsın gözleriyle ela

Öyle ki siyah tellerle çevrilmiş bütün bir çevresi, dikensiz

O kara ocağın bacasından tüter elemlerim daima

Kışın kestane kokuları kadar yanık,

Isınınca uykusu titrek yabancı

Kapkara küller içinde

manasız biten bir gonca gibi ela

Baktıkça, baktıkça daha derin kararıyor etrafı hayret

Dünlere hapsolmuş bir kuğu seyrettim ben oysa

Nasıl direniyor rengi bütün bu karalığa rağmen, hayret

İhaneti harelerinden yakıcı, baştan başa ela

Durmuyor kıvranışı,

Durduramam bu kıvranışı

Gördüğüm sade bir rüya ve kıvranışın aczinde o bela

Ben bu rüyayı gördüğüm için elaya dargın

Bu yaman parsı doğurduğum andan beri pişmanım

Döner dar bir çizgi içinde geçmişin

Geçmiş, durmadan yüzüp de vardım!

diyemediğim tek kıyı mesela.


Kokun şahika,

kokun giyotinle işkence ediyor yazgıma.

Güneşin eşi kızgın

Güneşin ölüşü yakın

Savruldum