Konu ne diyorlar; savaş, kin, öfke, kan, kavga... Hangisi diye soruyorlar... Gülüyorum efendim, gülüyorum... Ne kavgası, ne kanı? Konu aşk efendim, konu sevgi, konu umut, konu sen, konu ben, konu hepimiz...


Dışarıda yağan yağmura bak, bütün şiddeti ile bastırıyor, koca bir şehri dört duvar arasına alıveriyor. Yağıyor mübarek yağıyor, açıyor çiçekler. Off, buram buram toprak kokuyor. Güneş yüzünü gösteriyor, ahh ileride umut gibi beliriyor gökkuşağı. Ya doğan güneş efendim ya doğan güneş! Bir doğuyor tam doğuyor; girmediği oda, ev kalıyor mu ışıklarının... Her yeri elinin içine alıveriyor. Doğması ile ötüyor kuşlar, canlanıyor doğa, bülbüller şarkılara başlıyor. 


Sen gelmişsin kin, öfke diyorsun... Sevgi diyorum sevgi, aşk, umut, mutluluk daha adını unuttuğum nice duygu! Yağmur gibi, güneş gibi, bütün güzellikler gibi sarıp sarmalısın bizi diyorum. Yağmur olalım diyorum, güneş olalım diyorum... Geriye bizden sadece güzellikler, umutlar, mutluluklar kalsın istiyorum.


Temizlensin içimiz yağmurda temizlenen sokaklar gibi. Yeşersin umut, mutluluk. Kin, nefret, öfke adı bile kalmasın geriye. Güneş açsın büyütsün içimizdeki bütün güzellikleri. Diyorum sana, diyorum doğa seviyor, doğa umut ediyor, doğa mutluluk için savaşıyor. 


Sıra bizde efendim, sıra bizde. Sende, bende, bizde, hepimizde. Yetmedi mi kötülerin kazandığı, sokakların kan ile sulanması, insanların içinde kin, öfke tohumlarının büyümesi yetmedi mi efendim, yetmedi mi?


Yetti, hem de çoktan yetti... Bitti hepsi, geri gelmeyecek bak görüyor musun? Sevda yağmurları yağıyor, umudun güneşi doğuyor. Yeni bir gün aşka uyanıyor!