üzerime güneşler düştü, geceden karanlık hesaplar.

                 oysa ben

gencecikken

                  ve cebir hiç yokken zihnimde,

parmak ucumda künyem,

                            cebimde gümüş;

yüreğimi ve etimi sakınmadan

kendimi nasırlı tuğlalara

                          ışığın dahi solduğu

kupkuru ve ahlaksız "katlara" bırakmıştım.

düşseydim ölürdüm ya

           -düştüm-

her gecenin ardından.

yalnızlığın yeşil denizleri:

            balıksız

            yosunlu

            bulanık.

yalnızlığın yeşil denizleri:

            dingin.

dalgası cebelleşen insanlar

rüzgarı renksiz, mevsimsiz.

//

bir kız çocuğunun saçlarından aktı gece

gelip oturdu;

                      göğsümün o gevşemiş,

                      o aşksız, o rahat tahtasına.

gülemiyoruz

gecenin

saçlarını örerken

zira

gülmek

gecenin en kolay aldığı yanımız

en kolay boğduğu "kurban."

gülmek:

hep birlikte,

hep birlikteliğimize.

gecenin yoldaşı:

uzak.

ey

elini verdiğin memleketler,

yol-daş-lık-lar

hangimizin gamzesinden güzel?

//

kırılıyor içim

             içimden yaşıyorsun çünkü

             gizli-gizli

             bir başkası olmadan.

kırılıyor baharım

              hafifçe rüzgarlar dağıtıyor bulutları.

cesurlarım, bulutlarım:

güneşi göğüsleyen

insanları paydaş eden bulutlarım.