Uykusuz kaleme

sarıldığım her gece

bir diğer geceden

şükreder

iç çekerim

eskisi gibi görünmeyen

duvarlarıma,

melankoli gölgelerine,

artık Richter'den

Faulkner'den

pazartesilerden

bile güzeller.

Ve onca zamandan sonra

hala izmarit topluyorum,

adımlarımı izliyorum,

güneşin doğuşunu bekliyorum,

ateşin içinden geçiyorum,

merhamet diliyorum,

bir yok oluşun içinde.

Belki bu sefer

diğerlerinden

daha vasat

değildir bu gece,

diye.