İnsanoğlu,

Yürürken kollarını sallayan,

Bakışlardaki duyguları hisseden.

Ama asla kabullenmeyen, kendini kandırarak yaşayan,

İnsanoğlu...  


''VARLIĞIN YOK EDİLMELİ''


Korsk, önünde duran kapıdan içeriye girmek istediğinde karşısında onu neyin beklediğini, içerideki her türlü entrikayı ve nefreti hissetmişti. Yine de cesaretini toplamak, kendini daha iyi hazırlamak için derin bir nefes aldı. Rahimden bilinmeyene doğru gidiş olan o ilk hal gibi içine çekilen dış dünyanın kirli havasını. Ama geri veremedi o sıcak nefesini. Tüm çevresi, paslı demirlerle kaplı bir kütle gibi yerleşti boğazına o ilk verişi.

Kapının ona bakan yüzünü aydınlıktı, arkası belirsiz, zemin ise yokluktan ibaretti. Ayaklarının altındakinin kaydığını hissetti. Gördüğü tüm her şey uzaklaşmaya başladı güneşten ve zihninden. İpler geldi aklına. Farklı yapılarından tüm renklerin içinde olduğu bilenen bilinmeyen hertürlü biçimde ipler. Nereden geldi ki bu kaos hissinin çevresinde! Kafası daha da karışmış zemini olmayan bu boyutta. Artık neyi saklaması gerektiğini, amacının ne olduğunu dahası kim olduğunu bile kavrayamaz durumaydı. İpler. Farkına varamadı Korsk bunun ne anlama geldiğini.