Olmaz, söylemesinler büyüdüğümü
Anlamadım adaklar adayıp iyi şeyler uğruna ne,
Nasıl izinde bir başka gailenin,
Ve nasıl olurluklar çizilir yol diye bana
Boğazıma oturan bu izan lokmasını anlamadım.
Dostlarım oldu benim sevgililerim
Odalara, yataklara sığdık, dert eştik kuyu kuyu
Ama omuzum yaslanmış da düşmüşüm
Ama aynam paslanmış yüzümden olmuşum
Tanırlar yine tanırlar bilirim de
Yakamda düğmeler ne vakit koptu bilemedim.
Kandırmam kendimi artık
Kenarlar başka mevsimlere dönmüyor
Üzülüyorum da hatırasında gezmekten ama
O dünya artık başka sevgililerin.
Olmaz, kabul etmem, kalkar giderim
Yaşamaksa yaşamadım,
Doymadım değil yemedim henüz yemin ederim.
Bir çocuk elmasını paylaşmış ısırmadan
Çıkarmış vermiş eldivenin tekini sağ eli bundan üşürmüş
Küsmüş annesine de dünya gelmemiş vefasına
Yani siz de kimseye söylemeyin ama
Büyüdün demişler.
Hikayelerim yok benim unuttum
Kar trenleri de köy çocukları,
Variller sıcak da elime dokunmasa akşama kadar
Bıçaklara uyanıyorum bak yaşım kaç oldu
Korkuyorum uyanmaktan geceleri
Söylemesinler olmaz
Seçmediğim bir yol kaldı elmalar gibi yasak
Kırık, soğuk, yine karanlık kapılar geçmediğim
Bense yine başımda kurdele düğümleri,
Naylonlar gerip takayım tırnağıma
Oldum olası sevmedim hükümdarları,
Göbekli imparatorlar, bezirganlar bordo elbiseli
Vermem yine bir bardak suyumu onlara
Tutmam tebessümü kış gelir sokağıma
Düşüp ardına gidemem.
Olmaz, sevemem yeniden
Güzeller yine güzel
Bir kucağın tılsımında eve dönüşleri çeken gece
Uykularımdan alan öpücükler,
Açılan gönül değil yaraymış meğer
Yine de ondurmam, bana kalsın.
Sevmelere yanılan duvarlar edindim şimdi
Uzattıkça vakti her rengine kıyan bu ev nasıl,
Ne diye yuvalıktan geliyor üstüme
Çirkin ihtimallere götürsem de bilirim
Olmaz, veremem yazıkları.
Öyle ölüp mezarsız kalmaya yüz tutmuş hatırayı ben,
Bir güzelin saçlarını örmeyi,
Gün gibi ışıldayan yarın hissine vermem
Basar bağrıma saklarım, olmaz.
Olmaz geçiremem karşıya kendimi
Sulara vermem,
Dermedim güllerini dünyanın bana mı kalır
Boysa vermedim, huysa çıkmadım sinemasında
Kalsın istedim adım gibi sinmişliğim arkasında
Gitti desinler, buradaydı.
Hatta vakti olsun kendiyle akşama kalmaz;
Elleri bile kuş kanatlarıydı ki nihayet onlar
Yüzüme söylemesinler, olmaz.
Fotoğraf: Ecre Begüm Bayrak