Camdan yansıyan eğri omurgamı görüyorum. Nasıl bir ışık kırılması parçalanmış disklerimi daha detaylı gösterir ki? Gözlerim epey iyi görüyor. Yoksa benim gibi ruhunu satmayanlar beş parasız olarak görülür, yüzüne bakılmaz. Hem ben de çok bakmam yüzüme. Maske takıp gezmeme ramak kaldı. Güne tam buğdaylı ekmekler gibi tatsız başladım. Düşmeye hazır kitaplarım bana bakıyor. Aralarında hiç sevmediklerim var. Gözlerim hep onlara takılır. İyi ayıklanmamış pirincin taşı da bana denk gelirdi zaten. Kalorifer peteklerine çevirdim gözlerimi. Aralarında bir böcek gibi gezindiğimi, aile kurduğumu hayal ettim. Borularından bakıyorum dünyaya. Ah dünya, sevmedim seni! Gereksiz oldun benim için. Kesin ulan oksijenimi! Bir gidemedim bu diyardan. Başlarım devesine de yoluna da şimdi. Yeni yürümeyi öğrenen bebekler gibi paytakça kalktım yerimden. 

Başım döndü, sendeledim. Beden yaşım otuz, ruhum yüz elli yaşında var. Ruhum yaşlandırdı beni. Bilmek, görmek, hissetmek duyusu zarar verdi bana. Korkunç bir ağrı saplandı sırtıma. ‘’Ananı avradını.’’ Elimde yetişmiyor ki acıyan yere. Çıktım çukurumdan, boy aynasının karşısına geçtim. Güç bela görmeye çalıştım ağrıyan yeri. Alel acele çıkarttım üstümü. Kan mı o? Sırtım ikiye ayrılmış gibi delik deşik. Başımdan aşağı kaynar sular dökülür gibi oldu. Acı uyuşturdu beni. Vıcır vıcır yarayı andırıyor kesik. Tam sargı bezi var mı bakmaya giderken bir küçük anten görür gibi oldum. Nefret ederim böceklerden, bastım yaygarayı. Acıma acı katıldı. Attım kendimi yerlere, başladım dövünmeye. Sırtımdan böcekler evime tatile gelmiş gibi rahatça çıkıyorlardı. 

Yerde nutkum tutulmuş bakıyordum. Bir şey eksiliyor gibi. Kan revan içinde vücudumu saran acı dışında başka bir şey yok sanki. Elimi sırtıma götürmeye korkmadığımı fark ettim. Uzanmaya çalıştım. Parmak ucuma yumuşak bir şey değdi, tiksindim. Midem alt üst olmuştu. Yavaşça tuttum o iğrenç yaratığı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Açtığımda bir kelebek bana bakıyordu. Şaşırdım. ‘’ Korkuların; gitmeye hazır. Sen cesaretine yer açmaya hazır mısın?’’ 


Büşra Ayülkü