Bencil, çıkarcı, şiddete düşkün... Kötü insanlar için pek çok şey denebilir, asla tam olarak sevilmeyeceklerdir; sıkıntıları da burada başlar, sizin doğru, mutlu, sevilen olmanız kuyruk acısı olur böyle tiplerde. Bunların ana babaları ve kendileri gibiler dışında kimse nazarında pek de bir kıymetleri yoktur ama boktan şeylerle kendilerini değerli göstermek için çırpınır veya karşılarında bir korku oluşturmaya çabalarlar, düzelemezler, hep zavallı kalacaklardır çünkü kendilerini asla yargılamazlar. 


Bunlar kaybetmeye mahkûmdur, üstelik bunların kaybediyor olması kimsenin umurunda falan da olmaz açıkçası; bunlar inkar eder tabii, deliye dönerler ve bunu saklayamazlar, sahip oldukları tek şey öfkedir çünkü, bildikleri tek dil küfürdür, öyle akıl falan hak getire yani.


Ha bir de bu tipler herkesi kendileri gibi sanarlar, sizi galeyana getirmek için her türlü itliği yapıp damarınıza basmak isterler, rahatlıkla ana bacı bile katarlar ama bunun karşılığında sakin kalırsanız hatta gülerseniz... Kudururlar.


Oysa bilgi hep kazandırır: Misal Türk Ceza Kanununun 132. Maddesine göz gezdirmișliğin varsa bilirsin ki sana ettiği küfürleri kayıt altına alıp bu sırada ona karşılık vermeden ve kaydı yetkili merciilere üçüncü şahıslar aracı olmaksızın iletirsen sen kazanacaksın. Tek yapman gereken, üste çıkmaya çalışmamak ve kibre kapılıp ona büyüklenmemektir. 


Bu tip mevzularda başarının ilk anahtarı, karşı tarafın seni küçümseyip rahatlamasına ve hata yapmasına izin vermektir. 


Bu ucuz tipler her fırsatta hafife alırlar, ince düşünemez ve plansız hareket ederler, oysa ne büyük hata... Birine düşmanlık etmenin ilk koşulu onu iyi tanımaktır oysa.


Yeter ki temkinli hareket etmeyi taviz sanıp aldanma, timsah da yavaş ilerler ama tek atar unutma.


Düşünün, siz onun sittin sene evvel aldığı İngilizce sınavı notuna, yaşadığı yere, araç plakasına, telefon numarasına hatta staj yaptığı yerin bile telefon numarasına ulaşırken o hakkınızda hiçbir şey bilmez, gün gibi ortada bile olsa acizdir öğrenmekten.

Aciz olmanın ilk şartı ise zayıflığını inkar etmektir, bu yüzden bu kişiler sürekli onları tanımadığınızı, arkalarının ne kadar büyük olduğunu falan söyler durur.


Bütün mesele karşındakine benzememek, benzersen onun gazına gelir ve hata yaparsın. Her şartta sakin ve yavaş ilerleyip çok ufak ve sessiz adımlarla birden sonuca varmayı tarz benimsemelisin.

Misal biriyle kavga ettin, ikiniz de birbirinizin ağzını burnunu kırdınız diyelim, e iyi güzel ama kârlı durumda değilsin sanki ha?

Kâr şöyle olur: Karşılık vermezsin, yalnızca biraz temkinli olup umuma açık, mümkünse kamera kaydı altında bir yerde gelmesini beklersin... Böyle tipler illa saldıracaktır, kuduz köpekten farkları olmaz, o zaman da bir darp raporu alırsın, hapse girmese bile askerliği de, işe girmesi de, kısacası bütün geleceği sıkıntıya girer.

En önemlisi, bütün bunları kendi kendine yapmış olur ve senin masumiyetinle haklılığın zedelenmez, hatta artar bile.


Hiçbir oyun kuralına göre oynanmaz, düello denip düşmana arka dönülmez; haklı oldukça ispiyon mubahtır, yeter ki el kirlenmesin. 


Birine dokunmaksızın onu kendiyle alașağı etme sanatıdır akıllı olmak. Yeter ki sadece sonuca odaklan, dört adım sonranı hesapla ama ilerlerken öfkeni dinleme. 


İt köpek her yerde hep vardır,

Bütün mesele haklı iken haksız duruma düşmemek,

Basit tahriklere kapılıp yanlışa sürüklenmemek.