Yine sevgi, aşk ya da güven her neyse, bu konuları sorgulamaya başladım. Belki hayatımda olmadığındandır, belki yakın zamanda bu kelimelere daha da uzaklaşacağımdandır. Belki de tam bu kelimelerin oluşturduğu bir hayatın içerisine düşeceğimdendir ya da belki şu an öyle bir hayatım vardır. Bilemiyorum.

Kendimi bazen Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabında bahsettiği kötü yazarın yasak bölgesinde yaşıyormuşum gibi hissediyorum. İnsanlar birbirlerine güvenmiyor, insanlar birbirleri ile zorunluluktan birlikte, insanlar duş alması gerektiği için değil kirlendiği için banyo yapıyor, insanlar tuvalete gidiyor, insanlar sadece kendi çıkarlarını düşünüyor. Ama yazar bunları belirtmemeli. Dışlanmaması için, okunması için her şey mükemmel olmalı. Yazar gerçek aşkı tanımlamalı, hayattaki bu gerçeklikler okuyucuya yansıtılmamalı, yazar tuvalete gidenleri belirtmemeli, güvensizlik ise asla olmamalı. Yazılan kitaplar hep böyle mi? Değil. Ama işte insan bazen sadece istediğine odaklanıyor. Bilmiyorum, ben yazarların bahsetmediği tüm o gerçeklikleri yaşıyormuşum gibi hissediyorum ve belki de yazarların mecburiyetten, tüm bu gerçeklerle beraber dışlamış olduğu bir karakterim. İnsanlara güvenmiyorum, gerçek sevgi ne bilmiyorum, çişim gelince tuvalete gidiyorum. Yazar bunlarla beraber beni belirtmeyi de es geçmiş gibi. Gereksizlik olsa gerek tanımlayacak kelime, bilemiyorum. Bu dünyada kendimden çok güvenebileceğim insanların var olmasını istiyorum. Sevmek istiyorum ama öyle en ufak hatada bitecek bir sevgi olsun istemiyorum, öyle bir sevgi var mı bilmiyorum. Çünkü insanlardan soğuduğumda onlara karşı olan sevgim yavaş yavaş sönüyormuş gibi hissediyorum genelde. Ama tüm bunlara rağmen konuşmaya da ve böyle bir şey olmamış gibi davranmaya da devam eden bir insanım. Bu belki de iki yüzlülük, kabullenmek istemiyorum. Mesela romanlarda bu da yok. İnsanlar mükemmel seviyor. Var mı bir yolu beni bu istediklerime ulaştıracak bir kitaba ışınlamanın? Hep kendi evrenimi kendim oluşturmak istemişimdir ama hep başka yazarların evreninde onların karakterleri ile beraberim. Kendi evrenim çıkmıyor ortaya, belki de öyle bir yer yok. Yazar olmak istiyorum ama kötü yazarın yasak bölgesini tarif eden kelimelerle olsun istemiyorum. Mükemmelliği ise hiç tatmadığımdan olsa gerek ne hayalimde ne de kelimelerle oluşturamıyorum. Bir gün bunları gerçekleştirmek isterdim. Belki başarırım kim bilir? İnsanız çünkü bilemiyorum, kendime bile güvenmiyorum.