Asya ile Avrupa’nın birleştiği kentin tam ortasındayım.

Dün güneşe en yakın olmak isterken bugün en dibe batmak istiyorum. 


Kalbimin yapboz parçaları birleşmiyor, düşündükçe bir parçası daha kayboluyor.

Fark edemedim; 

düşünmek bir nevi intihardı, düşünmemek daha da beter. 


Elime yüzüme bulaştırıyorum hayatı.

En samimi gülümsememle bir resim çiziyorum kara kaplı duvarlara. 

En iyi yaptığım şeyi yapıyorum ve bildiğim tek çıkış kapısından kaçıyorum.


Ciğerlerimdeki oksijen tükenene kadar kaçtım.

Soluklanmak için durdum Galata’da 

Saat 02.02. 

Kimse bilmese de küçük bir kızın hikayesi o zaman başlamıştı. 

Minik vücudunun katılacağı savaşlardan habersiz mavi gözlerini yıldızlara dikti.

Son kez gülümsedi ay ışığında Galata’ya...