sevişken ekranların seni boyadığı anılardan
başlıyorsun kükremeye
giderek yayılan kükreyiş betondan hallice ağırlaşıyor
ne de olsa bir dilden ve dudaktan ibaretsin
öpücüğün her şeyi değiştirebildiğini gördüm
ısrarcıyım öpülmekte
çakralarını ayıklayarak ölüm
ölüm seni bana yaklaştırarak
-bir hayli uzaklaştırarak aslında-
plastik duyguların çitlerini onararak
keşke dedirtiyor saltanatımı bir orduya yaslayarak
keşke içini gıdıklayan şeytandır
keşke biraz merhaba biraz hoşça kaldır
keşke iki kere demektir
yenidendir
keşke sarkastik yağmurların bizi teğet geçmesidir
ölüm bana keşke dedirtiyor
uzaklardan atılan çığlığın içimde parlamasıyla
palazlanıyorsun
kallavi yakaların kravatısın sen
lülelerden akarak omuzlarıma
rastlantısal daireler çizdiriyorsun
seni hayata döndüremiyorum
seni bana döndüremiyorum
bir düş yaratığının sokularak koynuna
sana ideolojiler fısıldadığı yerden başlıyorsun kükremeye
yalınayak yalnızlığın uçkurundan sallıyorum kendimi
bir inancın gümüş suyuna buluyorum sesimi
sesimi sesinle yıkamaya ant içiyorum
kızıl kasıkların uğrak alacasından soyunarak
dibi gelmiş sancılarınla yüz göz olmamak için kükrüyorsun
sen kükrüyorsun
elverişlisin kükremeye
ne de olsa bir dil ve dudaktan ibaretsin
ne de olsa ölümü alıyorsun satranç masasına
dişlerinde gezdiriyorsun kürkünden kurtulan kükreyişi