Kesilmedi hırçınlığı dalgalarında bu denizin

Hiç çarşaf misali durulmadı düşünceler

Bırakmadım fiyakalı avuntuları çöp kutularında

Düşmedi mavisi beyaza çalan rengiyle gökyüzü tenlere

Bitmeyen sıkıntılar, yorulmalar, terlemeler

Üşümek her sabahın ayazında

Sonuçsuz kalan arayışlar bomboş otururken

El salladım

Yitirilen heveslerde kayıplara karışan heyecanıma


Neden yola çıktığımı unuttuğumda dönmedim geriye

Ayaklar çaresiz akıl muzdarip bu durumdan

Anlatmam

Sen tanıyacaksın bulanmış suda yüzümü

Gözlerinle berraklaştıracaksın suyun kendisini

Mahrem bakışlarınla dokunacaksın gönül mabedime

Sonra kaybolacaksın

Güneş açtığında sen yoktun

Sen yoksun seni düşünmediğim vakitlerde

Cam kenarındaki çiçekler solmuş

Muhtaç olanım kalmadı kimselere


Kolay değil her dem yaşama teşebbüsleri

Temiz yakamızı pis elleriyle yakalamışken hayat

Mağduriyetimizi giderdi akan kan damarlarımızda

Gecekonduların o harabe görüntüsü

Gizledi tüm mahcubiyetini varlığı yok babaların

Zaman toz toprakla yoğruldu bir kayıkta

Bunca yıl tecrübe dendi hep yaşanılana

Vah ki her saniyemize emek harcadık

Tasalanmayın arkadaşlar!

Yalnız ölüm için gerek yok çabalamaya

Mecbur Azrail'e teslim mukaddes emanetimiz

Bir gece, bir sabah, bir zaman ansızın

Terk edip bedenlerimizi kurtulacağız bu kahırdan