Denizden bir yudum içmek gibi kuşku,

İnsan aklına hem ters,

Hem doğası gereği, insan susuzdur.

Yudumlamak kana kana kuşkuyu,

Ya da sadece bir yudum almak,

Meyil verir tüm kötü niyetlere.

Artık temizini içmek onun,

Gereksiz ve anlamsızdır,

Kanına girmeden önce,

Damağına yapışan tuzlu su,

Temizlemek ah ne zordur onu,

Kuşkusuz ki insanın yüreği,

Karanlığa bir adım atar varsa kuşku.

Ve aydınlıklar silip götüremeyecek,

Süpürüp atamayacak, yok edemeyecek

Kadar acizdir ışıklar ve gerçekler o zaman.

Zehirdir çünkü o!

En güzel çiçekler toplanır,

Öyledir ki insan o çiçeğe bakmaya hayıflanır,

Bazen kıskanır dahi güzelliğini,

İşte o çiçek, zehri yaratır insanın yüreğinde,

O zehir aklına bulanır,

Sonra ruhuna...


Ateşin gölgesinde, soğukluğundadır,

Su duman verir o zaman,

Buzlar cayır cayır yakar,

Aşık olduğum gülün mavisi,

Kırar burun direklerimi,

Yalvardığım dileklerimi,

Duyunca melekleri tanrının;

Aşk damarlarım çatlar,

Nefret karası çalınır gözlerime,

Ak teni aşkının,

Şaşkına çevirir, tekini aşığın!

İşte, işte o zaman gereği yoktur ışıkların,

Temiz suların, güzel çiçeklerin,

Söz hakkı, istemek hakkı,

Kuşku alıp gidince başını;

Değeri yoktur meleklerin adının.

O an biteriz, o an solarız biz çiçekler,

Yıkılırız biz, yıkılır tüm algılar,

Susarız biz, kapanır yollar,

Ve yaparız, mantık damarları tıkanır!

Alınca kuşku denizinden bir yudum...