güneşin beşinde ötüşen kuşlar

niye ötüşüyorlar sordunuz mu

ben zırdeliler diyorum

uyumuyorlarsa şarkı söylüyorlar

sevişmeleri süslüyorlar 

her gün aynı saatte aynı yerde 

bu kuşlar kuru yapraklar üstünde

niye ötüşüyorlar sordunuz mu

yanındalığımın senfonisi diyorum 

ağaç dallarından flütler

ve eşlik eden bu çırpınmaların en başıboş yankıları

tanrı'nın kulağına elbet bir şey gidiyor

seçecek içlerinden bu kuşları

duaları seçtiği gibi

her kabulünde ötüşecekler 

sordunuz mu 

bu kuşlar niye hiç susmuyorlar 

saatleri hep güneşin beşinde

turuncu siyahın boğazındayken 

benim dağlığım perdeler sarkıtıyor 

dilleri kurumuş gölleri çekilmiş 

nasıl bağlanmış bir kısrak bileğimden hasretine

rüzgarı terletiyor 

güller veriyorum çöl kızıllığında 

su toplamış ellerine gariptir iyi geliyor

serpilirken içime yaprakların

kuşlar hâlâ ötüyor

bir ayrılık üstüne kağıt yakıyorum 

belki bir mazbata gelecekten 

parmaklıklar var yüzümün önünde 

sorgu sualden vazgeçmiş 

tabuta koyulmuşum havası var 

halim kuşları dinlemeye ancak

sormuyorum 

yüzümü göğe döndürürken son kez

kenetlenip uçuyorum