Simli kıyılarında yürümek gibi sahilin,
Gülüşlerde fingirdeyen martılar gibi belki de,
Kut almış bir ruhun,
Prangalı sevdası gibi.
Gibi yalnızca edat değil, bizi kesiştiren bir köprü ruh odasında.
Sevdiğinin kötü olma fikri,
Seni sevmemesinden daha kötü gibi.
Bir kimlik bunalımı gibi avuç basıyorum yasa.
Parçalarını birleştirmeye korkuyorum bu aşkın.
Yeryüzünün bütün aşklarını basarak bağrıma,
Seni bir ilahmışçasına gökyüzüne çıkarıyorum.
Pembe rujumu bulaştırıyorum dudağına.
Bir kabuk gibi yaranın üzerinde,
Kırmızı yanakların üzerindeki çiller gibi,
Baktıkça bakmamalıyım sana.
Beş gömlek değiştirdi prangalı sevda,
Yine de kutlu şanı sana adandı, her şeyin inadına.