Bir kertenkelenin rüyası da olabilirim, bunun tesellisi de hayatta tutar bazen. Yanlış olan her türlü sebeple tutunursun, doğru olanlar gözünün içine bakarken. Dünya böyle de güzel, dünya böyle de şıllık hatta biraz.
Bu aralıkta kendini eğlemek lazımdır işte. Hangi şarkının dakikası kadar sayıp sayıp baştan alacaksın, kaç kere?
Rahat mısın, alışabildin mi olduğun yere?
Düzeltmek şöyle dursun, enerji ve emeğine sımsıkı sarılıp cimrinin alası olacaksın bu yüzden.
Bir şey ne kadar bozulursa, en az bir o kadar da ben bozacağımdır artık.
Tüm bu kabusların ve gece yarısı sersem, panik bir halde dikilen suların hesabını kimse benimle beraber oturup ödemiyor.
Masada son kalan hep benim, yanlış mıyım?
Hep böyle oldu ya?
E sağlam masa bırakacak mıyım sandınız arkamda?
Beterin beteri vardır, varım da artık bak yemin olsun. Sidik olur boğazına dolarım nezaketen tek bir kişiyi daha dinleyeceğime.
Malsın.
İlgimi çekmiyor hali hazırda 9 yaşındayken çözümlediğim hayat derslerine dair fikirlerin.
Nereye ait değilse sürekli orada geziniyor burnun, ellerin. Ruhani bir sapkınlık var burada, vaktimi harcamaktan böylesine keyif almanda.
Sen de düşüncelerimde olup bitenlerden ibaretsin.
Bu konuşan da ben değilim. Olamadım hiç.
Kafam karışıyor.
Bir yere çağrılıyor gibiyim, nereye tam bilmiyorum.
Uyan.
Uyan.
Uyan artık amına koyduğum kertenkelesi.