Likya'dan geçerken...
Diyor ki Ursula: "Dönüyorum, dönüyorum, kendime dönüyorum. Geriye bıraktığım tek şey kendim."
Şimdi ben de dönüyorum tüm uzaklıklardan kendime.
Tüm kırgınlıklardan, yorgunluklardan, ayrılıklardan.
Ağaçlara dönüyorum, güneşe dönüyorum, rüzgara, bulutlara.
Gitmenin yarım bıraktığı tüm yerlere.
Kalabalıklardan sıyrılıp geçiyorum.
Adını bilmediğim bir çiçeğin yanından derin bir nefesle geçiyorum.
Uzanmış, büyümüş bir zeytin ağacının güzelliğinden geçiyorum.
Hatıralar, konuşmalar, sırlar bıraktığım ormandan yürüyorum.
Zamanın ve anın yalnızlığından geçiyorum.
İlk medeniyetlerin yollarından, adımlarından, izlerinden.
Otuz yaşın tam ortasında, kendime dönmenin yolunu öğreniyorum.
Ve orman tüm bilgeliğiyle konuşuyor durmadan...
Yüzümü şehrin tüm kirinden, kalabalığından alıp
ağaçlara ve güneşe dönüyorum.
Çünkü insan, en sonunda kendine dönüyor kendini bulmak için...
Nisan, 14