Kaygısızca yaşamıştı çocukluğunu

Ayın en parlak kısımları için görülmeye değer anılar bırakmıştı

Gözleri en temiz okyanusun derinlerindeydi

Ve yapayalnız karanlığın kendisi

Çok vakit geçmeden zamanın küspesi içine girivermişti benliği

Yorgun bir düşün ardında bıraktığı izleri silmeye çalışırken kaybolmuştu kendinde

Tek hatırladığı umarsız hayatın onu savurduğuydu

Kendine çok uzaktı, artık başkasıydı

Direnen saçlarına aklar iniyordu gökyüzünden

Ve artık anlıyordu zamanın kendisine dokunduğunu

Bekliyordu beklemesine ama

Buğday başakları kendini koyvermiyordu gecenin aldanışına

Artık farkındaydı hiçbir şeydi marifet.