sefaletin orta griliğine çekilmiş koltuk

apartmanlarda yaşayan uykusuz insanlar tuvalde

yabancılıktan daimi bi' yukarı bakma izliyor gezintileri

şiirden birkaç saat uzaklaşılıyor ancak tekrar dönebilmek için

doğru şiiri yazmak beş saatten az sürmüyor

çünkü ne şiir hakikati taşıyor ne de geçtiğimiz beş saat

bu aramızdaki derinleştikçe metropole dönüşüyor

çok tuz yutmadığımdan gerek suyun üstünde hiç duramadım

bi' sirk gösterisi dönüyor kucağımda bengal kaplanı

deniz, alçak binalar, şehirler arası otobüsleri

kısaca geriyor beni iyi giden ne varsa

bir dahaki sefere beni taşımak uygun görülmüyor

şehrin bariz, çukurlarının yüz ölçümü küçük

hülasa piyadenin kumu tabanı boyluyor

ve dönüşlerde genellikle

ayazı yedikten sonra başlıyor yağmur

öyle yer ki memleketim, buğulu otobüsün camları

fakat buna rağmen

sen anlamıyorsun neden cereyanda kaldığımızı

bi' kapıyı kapatmadan ötekine uzanan ellerden

bilakis sahiden uzak, doğru tabirle heyhat

gururlu bir eyyamı ruhumuzda beslemekten

yaka ütületen diyakronik savunmalardan

kutlama bir yana savaş çıkarmamız barutlardan

veya ateşe muhtaç olmadığımızı bilememekten

...

uzatmadan,

bu gece sözüm var erken uyutuyorum seni

böylece anlamış olacaksın nihayetinde hakikat ve kabusu

gösteri tekrar başlayacak o kaplanla bir fotoğraf çekileceğiz

çıkışta unutacağız satın almayı