Masalımda kararsız mevsimler var, dürtüsel bilinçler, karanlık azınlıklar var. Kuzuya kurtlar, kuruya nemler var. Aklımda Ege meltemi, cildimde İç Anadolu ayazı var. Issız bir klişe, bir avuntu çığlığı, cumartesiler pazarlar var. Teşekkürler var. Pişkin suretler, kendini görmeyen sivri burunlar var.


Masalımda eskilikler, eşlik etmeler, yolda yürümeler var. Camımda çiğ taneleri, karakterlerde çiğ gülüşler var. Rahat rahat esnemeler, enine boyuna uykular var. Açmalar, germeler, kültürler, fizikler, kimyalar var. Sırtımda ürpertiler, sahipsiz bıçaklar var.


Masalımda medeniyetsiz selamlamalar, tükürdüğünü yalayan lamalar, iştahsız bir huzuru olan kamalar var. Çizmeli kediler, saçını uzatan rahibeler, insansız hava araçları, inançsız Katolikler var. Klimasız baharlar, enerjisiz plaklar, dönmeyen dolaplar, kusmayan mideler var.


Masalımda iğrenç bir koku, tiksinme hayali, dört duvarda beş sıva, dumanı pembe bir soba, içi köpüren bir hava var. Cimri bir kadavradan piç organlar, hissiz bir kabuk, üzerlik otu ve ustura var. Çekiçler ve cıvatalar, şairane bir delilik, delikli bir palto, parlak bir kemer ve zahiri bir bal kavanozu var.


Masalımda maskeler ve müdahaleler, maviler ve üzümler var. İskemiler ve sirtakiler, sitemler ve izahatlar var. Kaçmak var. Kaçmak.