Ufak bir masası vardı.

Düşünceleri çoğaltan kafası.

Yeni bir düşünceyi ekti.

Büyüttü, besledi.

Gözleri nice dağları keşfetti.

Beyaz bulutlarla dolu gökyüzünde,

Kolları dünyaya meydan okuyan bir kartal.

Ufak bir masası vardı.

Çok geç anladı,

Ufak bir masayla çıktığı bu yolculuğu.

Dizginlediği tutkularını serbest bıraktı.

O zaman anladı zalimliğini.

Zalim tarafı duruldu.

Tutkuları onu nice kırmızılarda oyaladı.

Güzel deneyimleri bir çırpıda kokladı.

Güle değdi, kırmızı oldu.

Ufak bir masası vardı.

Düşünceleri çoğaltan kafası,

Yeni bir düşünceyi ekti.

Olmazları, küçük ihtimalleri ayaklarıyla ezdi.

Ve gördü vardığı yeri.

Yaşamak bu dedi.

Yaşamak bu.