Kolay değil

Memleketsiz olmak

Kıyıya vuran dalgalara arkanı dönmek

Veda etmek çocukluğuna


Bak seni ilk burada öpmüştüm

Şurada ilk fotoğrafımızı çekmiştik arkandan gelip deklanşöre bastığım.

Ölümsüzleşmişti artık bu dünyada senin gülüşün. 

Senin gerçekten güldüğünü anlardım yüzünün kırıştığı yerlerden.

Sen bilmezsin ben senin semtinin sokaklarını ezbere bilirim.

Annenin kaçta ekmek almaya gittiğini, kardeşinin parkta en sevdiği kaydırağı, ablanın konserinde ona nasıl iftiharla baktığını.

Anlardım işte, gözlerinden.

Kitap okurken bir şey düşündüğünü anlardım mesela

Kayıtsızca geziyorsa gözlerin satırlarda sahiden okurdun fakat saçınla oynuyorsan başka bir şey düşünüyor derdim içimden.

Gelir dizlerine yatardım, sen unuturdun her şeyi.

Bir şiir okurdun, pek bilinmez şairlerden. 

Ninni gibi gelirdi, uyuklardım incecik bacaklarında.

Sesini kısardın ben daldıkça, gözümü açıp baktığımda tebessüm olurdu güzelim yüzünde.

Bir anne gibi.

Sen ne güzel bir anne olursun kim bilir. 

Güçlü bir kadın olduğun gibi.


Önce şehirler eskittik seninle, sonra ihanetler.

Şimdi seninle düşman bile olmak isterdim.

Biz düşmanız demek bile cümle içindeki "biz" için değerdi.

Sen şimdi ziyadesiyle esmer bir adamla öpüşüyorsun ve ben ziyadesiyle suç işlemiş bir adam olarak memleketsiz diasporanın bilinmez bir yazarı oldum, ülkesizliğe yol alıyorum.

Adım gibidir gözüm,

Bundan öte beyaz bir kâğıttır eski dostum.


Kolay değil

Ait olmadığın yerde solumak

Annenin kokusuna babanın varlığına arkanı dönmek

Veda etmek doğduğun eve

Hiç kolay değil Masal, 

Seni karşıma alıp bunları anlatamamak.