Hiçbir şey havada asılı kalmasın. Olan biten her şey bembeyaz, ipek gibi bir sayfaya dökülsün ki yaşanılanlar mana bulsun. Anlamın kendisi ancak kelimelerle mümkün. Seçtiğim her bir kelime yaşadıklarımı zihnmimdeki haritaya oturtsun ki ben, “ben”e yaklaşırken elimde bir kılavuz olsun. Bu, anladıklarımı yeterince aktarabilmek için zihnimi dökmeden önceki bir niyettir. 

Zihnimi, asılı kaldığı salıncaktan alamıyorum bu gece. O kimdi? Neydi? Ben ne anladım, biz bir şey biliyor muyuz, ben bilmiyorum. Yeterince anlatmaya değer mi, ondan bile emin değilim. Yeniden bir oyunun içinde miyiz? Biz aslında gerçek bildiğimiz şeyin gerçekliğini her adımda sorgulamazsak sahte olan maskesini çıkardığında dünyamız yeniden yıkılırsa diye endişe ediyor içim. Takıldım. Onda, orda kaldım. Duyduklarımı inkar ediyor zihnim. Duymadığım daha neler var kim bilir. Tercihlerim bana iyi gelmiyor. Bu iyi gelmeyişlerin üstünü örtmek için iyi kelimeler seçip yazmaya sığınıyorum. Yazayım ve zihnimi oyalayayım ki iyi gelmeyen tercihlerimin hissettirdiklerini içime, en derinlere saklayayım. Kendimden kaçışıma bir çizik daha attığım gecedir bu. Artık daha yavaş da kaçsam eylemlerin sonucu hep aynı. Kendimden kaçıp gitmek istediğim yer aşikar. Ancak orada mavinin sıcaklığı yok. Çünkü mavi, soğuk bir renktir. Soğuk olan bir renkten beni ısıtmasını bekliyorum. Bu en büyük kaçıştır işte: İçimdeki sıcaklığı bulamayıp başka yerlerde ısınmaya çalışmak. Bir gün buz keseceğim ve ancak o zaman kendi ateşimle ısınmaya başlayacağım. Kendime soruyorum; bunun için buz kesilmeye gerek var mı? Demek ki var. Demek ki hala öğreneceğim şeyler var. Ama ben bir an önce bu ısdırap bitsin istiyorum. Bir an önce o içsel bilgiye sahip olup yoluma kaldığım yerden başka insanlarla devam etmek. Belki de mesele budur. Bilgiye sahip olmayı istemek. İçselleştiremediğim ve sahip olmaya çalıştığım her şey gibi bu durum da keşmekeş kılıyor tüm hayatımı. Tıpkı bu aşk gibi. Sahip olmaya çalıştıkça kendimi burda buluyorum. Başarısız bir şekilde gelerek sadece yazıyorum. Oysa içimde bir yerlerde onu hissettiğim de olmuştu. Şimdi o duygu çok uzak. Bu mesafe yüzünden sahip olma hırsım gün yüzüne çıkıyor ve gerçek olan bir şeyi kaybediyorum. Yine ve yine kendimi burada buluyorum. Zihnim durmuyor.