Hafızam kuvvetlidir biraz
Unutmam anahtarımı
Unutmam çorabımın tekini
Her zaman işime yaramıştır sağ olsun
Hiç yarı yolda bırakmamıştır beni
Üç sene, beş sene öncesi olan her şeyi
Detayları dahil yer alır zihnimde
Belki lanet, belki hediyesi tanrının
Bilemem ben yaşarım öylece
Hafızamın unutamadığı şeyler arasında en muzdarip olduğum şeysin. Bir acıymış gibi düşüyorsun geceleri aklıma. Kimse yokken boş sokaklarda sesin kulağımda. Bir şarkı fısıldıyorsun bana. Gözümü kapadığımda senin gözlerin önümde, yediğim dayakların sonrası gibi dökülüyor yaşlar gözümden, oysa hiç dayak yemedim ben, bilmem dövüşmeyi. Dilime güvenirim çoğu zaman, dilim işe yaramazsa arkama bakmadan kaçarım, zarar gelsin istemem bana, sevenler var beni, üzmek istemem onları. Ama gözlerin garip, arkama bakmak istesem arkamda, önüme dönsem tam karşımda, sağım solum her yerde takip ediyor gözlerimi. İstese bile ayaklarım, kaçamıyorum öylece. Tutuk bir şekilde kalıyorum, bilmiyorum hiç neden böyledir, anlamaya da çalışmıyorum aslında gözlerin karşımda dururken. Bıçak açmayan dilim hayallerimi çağırıyor yanına, korkuyor senden, korkuyor yalnız senle kalmaktan. Hayallerim ne yapsın ki gelip iki çift göze gezdiriyor gezegenleri. Gezerken şiddetleniyor yağmur birden, yıldızların arasında bir bulut bile yokken kesik kesik bıraktığı yaşları sağanaklara çeviriyor. Gözlerimin pınarları dayanamıyor sana, gözlerimin gözlerinde oluşuna tutamıyor yağmurlarını. Gün geçtikçe de dinmiyor asla, defterime yağıyor öylece, mürekkebimi dağıtıyor sağa sola, yazılarım anlamsız hale geliyor, sensizliğimi bilemiyor başkaları.
Aslında bakarsan ben üzülüyorum bu hallerime. Ama hafızama da kıyamıyorum vazgeçemiyorum senden vazgeçemiyorum kendimden.
Sen bir dalgaydın durmadan kıyıma çarpan, aşındırdın köşelerimi. Senin oluşturduğun bende sensiz bıraktın beni, üstelik maviliğin gözümün önündeyken. Hafızam ne yapsın bana, o da anımsatıyor seni, yaşatıyor içimde birkaç sonu olmayan acıyı.