Yalın ayakla ve rüzgarda savrulan örtümle çölde buluyorum kendimi. Anahtarı elimde olan kapıyı, farklı renge boyadım ve sonra fark ettim ki, başka kapılarda aynı renkmiş. Rahmetin karşısında susan dilsiz nefsimin verdiği seraplarda bulacağıma inandım.. Hepsi aynı renk diye ve sayısızca olan kapılara, elimde anahtar olduğu halde yanaşamıyorum.

Her kapı ayrıca kendiliğinden açılıp, yer değişiyor ; Meryemler, Abdullahlar ve Senecalar.. Hepsi şiirin şarap etkisindeki sanatıyla, ruhumu büyülüyor. Kayboluyorum, zehirleniyorum ve kusuyorum.. Tekrar tekrar yalın ayakla gecenin karanlığında çölde yakarıyorum.

Numan Arıman'ın dediği gibi ;

've her taraftan bana yönelir

seni arayan sesim

Vera benim..Vera benim..'

Zeynebi bi yakarışla kendimi şikayet ediyorum, ellerinden tuttuğum Seneca ile.. Yetişemiyorum Vera'ya ve bi hurma ağacının yaprağında buluyorum gölgemi..


Asra yemin olsun ki,

İnsan mutlaka ziyandadır.

Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.(Asr Suresi)