***


canım benim,


ancak şimdi fark ediyorum ki farkında olmadan bana çok şey öğretmişsin ve benim ruh eşim değildin, çünkü bizim için haddinden fazla özgüvensizdim. eğer bu kadar, bu kadar çok diken üstünde hissetmeseydim, eğer sana tapınılacak biriymişsin gibi, yani o kadar yüce hissettirmeseydim, belki beni bir insan olarak severdin. çünkü gerçekten, derinden, içerden bir yerden, sevilebilecek bir insandım. elbette ki bunu biliyordun, ama yine de işte... başkasını seviyorsun. o özgüvenliydi, senin eşitindi çünkü öyleolduğunudüşünüyorduvebuyeterdizaten. belki de böyle oluşunu sevmiştin. bunu herkes sever zaten.


her neyse, kendimi suçlamıyorum, benimle tanıştığında ağır yaralı bir savaşçıydım. benden hoşlandın, benimle güzel vakit geçirdin, ben benliğimden tamamen nefret ederken sen beni güzel buldun, beni önemsedin, bana değer verdin, beni iyileştirmek gibi bir görevin olmasa bile. bu benim sorumluluğumdu, her zaman öyleydi. seni terk ettim, çünkü "kendime zarar vermeyecek kadar saygım var artık".


farkında olmadan bana çok şey öğretmişsin. hepsi için sana çok teşekkür ederim. saçındaki ak çizgileri görebiliyorum artık.



***