l.

Tutamadığım ellerinden öpüyorum

ne yabancı gelir ellerin

dudaklarıma yakışmaz olmuş

sakallarım batar olmuş yanaklarına

özür dilerim ahbap!

arayı epey açtık


Hadi ama ahbap!

Gitgide unutuyorum yüzünü

Anlat biraz daha beni bana, en mübremi budur 

Unutuyorum, mazur gör.

Dereye boylayışını anlat mesela 

Kanayan yarana bakıp annene çığlığını,

Gözlerini kalabalığın arasında açışını,

İnsanların boğuk sesi içerisinde

Babanın derin nefesini anlat 

Anlat işte bir şeyler, beni bana hatırlat


Kal,

Toplumun vurduğu prangalarını çözdüm,

Şekerrenk oluşumuzu mazur gördüm,

Attığın her bir adım kendimden uzaklaştırıyor 

Çünkü sen gidince

Hayatımı umutsuzluğa ördüm


Ellerimdeki kanın vebali ağır,

Biraz daha kal kıyma bana ahbap!

Üşüyorsan üstünü örteyim

İstersen bir tas

Kalan son huzurumdan pişireyim

Şeytanın fısıldıyor

Büyü diyor ahbap!

Öldürmemi istiyorlar, tekrar tekrar

Ne zaman ufuklardan doğsan

Bir kişi veya bir kapı olsan

Öldürmemi istiyorlar seni en sonunda


Çizgili tişörtün ve ışıldaklı ayakkabılarınla

Karşımda tabureye oturmuşsun

Nara atıyorsun!

Küçümser bakışlarını saplıyorsun göğsüme

Küfürlerine kızamıyorum

Kin ve nefretin mizanını bozmuş

Haklısın ahbap!

Bana sorarsan eğer

Vereceğim cevap klişe, lanetli

“Hayat Şartları”


Epeydir konuşuyoruz ahbap!

Vakit hayli geç oldu,

Annen kızar eve git istersen.

Bir saniye!

Daha on dakika olmuş 

Şu siktiğimin illeti de güldürmüyor artık ahbap!


ll

Çok farklıyız artık.

Dizginleştirmeye çalışıyorlar seni şimdi

Beni tekrar hayata döndürmenin peşindeler.

Balonlar, uçurtmalar, kuşlar..

Balonumu bile isteye patlattılar,

Uçurtmam tellere takıldı,

Kuşlarım katledildi.

Kimse göz göre göre tarumar eylemez seni!


Bir kıyamet kopuyor içimde, bir zelzele!

Koşuştururken içimdeki sokaklarda,

Köşeyi dönmeden dizlerim kana bulanmış.

Dönsem evime ulaşacağım, sana ulaşacağım,

Küstüm ahbap!

Küskünlüğüm düşüşüme

Yada yorgunluğuma değil.

Küskünlüğüm takıldığım taşlara!

Belki dizlerim çok narin,

Belki kanım akmak için yer arıyor!

Ah ahbap!

Şimdi o taşlarla kafamı parçalamak istiyorum!

Sana ulaşma isteği bazen kifayetsiz kalıyor.


Eğer köşeyi dönebilirsem bir gün,

Eğer çarmıha gerilmezsen fikirlerim yüzünden 

Tutacağım ellerinden ahbap!

Ne bir tatlı dile aldanacağım

Ne de yalancı seraplara.

Ahmaklara değişmeyeceğim seni ahbap!

Öldürmeyeceğim seni artık.

Sahi, bir ahbap kaç kere öldürülür?


lll.

Güneş gibi parlar çeşm-i kamaştırırsın,

Ama ben buz tuttum ahbap!

Buzdan şatolarım,

Buzdan bahçelerim,

Hatta buzdan kalbim var.

Sen kal,

Ben yanmaya razıyım!

Sen kal,

Sana tapayım!

Sen kal,

Dünyayı karşıma alayım!

Sen kal,

Kal artık, ağlamayayım.