Soğusun bağrında acıların, merhaba!


Kırıp geldim sönmez bildiğin ateşleri

Evvel kucağında uyuduğum o,

Neştersiz dargınlığın neşterlensin,

Var olmak nişanıdır

Yüzün şenlensin, merhaba


Parçalayıp geldiler kalabalıkları,

İnsanı insanla...

İnsanlı istemedi tanrı

Rahatsız etti kulak arkasında gezen tembel bir arı gibi

Dün bomba, bugün salgın,

Yarın kıyamet baharı, merhaba


Çocukken gazetelerle gelirdim sana

Islanırdı kucağımda iskarpinli yaşlılar

Islanırdı Sirkeci'den aşağı,

Bir rüzgâra karşı koşardım annemin sözünden çıkar gibi

Dünyadan çıkar gibi derim de...

Dökmez miydim cebimden kuş üzümlerini, merhaba


Okula bırakırdın beni elinden tutup

Geçirirdin tuhafiyeden, kırtasiyeden, camlardan

İkinci kattan el sallardım sana hatırlarsın

Seni sevmeyen yoktu bizim okulda

En çok beni severdin, naber

En çok bana küserdin, merhaba


Yeni çocuklar büyütüyorsun, görüyorum

Beni artık sevmiyorsun

Bir elimde sigara paketi, bir elim cebimde

Seslendiğim türküyü duymuyorsun, merhaba


Kırıp geldim ateşleri çocukluğumdan

Sana bir cam şeker bile getiremedim, affet

Sende kalsa da benim midir derim

Elimde tuttuğum ekmek, üstüme sildiğim misket...

Çamuru ben üstlendim, merhaba


Koynundan bir çocukluk yer ver

Soğusun açılmış yaraların

Sen İstanbul'un en güzel elbisesi

Sonbahar, merhaba.