Biliyor mu kadın?

Savaş tanrısının fısıltıları dolaşıyor bu ay kızıl sokaklarda

Gündüzleri üstüne bastığı her taş bir başka ses çıkarıyor

M2'nin telaşı yavaşça başlarken yaşam soluyor yeraltı

Kadın yürüyor, duruyor, bekliyor,

Kara duvarlar, gümüş raylar, hafif bir esinti, uzak bir ses

Unutulmuş bir giz gibi, metroların dakikliği şaşırtmıyor kimseyi

İçeri giriyor, o büyük akıntının içinde kadın

Gözler uykuluyken mi anlatmaz duyguları, yoksa tek duygu uykusuzluk mu sabahları

Derken çığlık kopuyor bir grup gençten, Floransa'yı anlatıyor şarkıları

Herkes dinliyor. Bazıları mutlu. O mutlu, 

O büyük akıntı kadın

Metro yavaşlarken gerilen bacaklara bakıyor, bir mutluluk nedeni bu eylemsizlikle ortak savaş

Zenci bir genç yürüyor içeri, elinde ak bir zambak çiçeği

Kırmızı paltolu bir kız, elinde çantasıyla yaşlı bir işçi

Aralarından seçemeyeceği kadar çoğalıyor gelenler

Git gide artıyor metronun sakinleri

Bu sevinç Floransa'nın suçu oluyor, Strozzi Sarayı'nın

Kadın "Prag" diye bağırıyor, orada astronomik saat var

Gençler Prag'ı anlatmaya başlıyor

Arkasında uzayı hissediyor

Pencerenin arkasında, uzay orada ve karşısında bir duvar var

Bakıyor, anlam yüklüyor ona, artık o duvarı seviyor

Önüne dönüp ilerliyor, kapıdaki akıntı oluyor o an

Neler görecek başka bu yolda? 

Yanıtını biliyor kadın.